20 Nisan 2008 Pazar

PLASTİK HAYATLAR

Temel bir gün dolmuşa binmiş. Arkadan bir kadın:
- Parayı uzatırmısınız, demiş. Temel de parayı çekiştirdikten
sonra:
-Uyi... Bu para uzamiyi başka para yokmi? , demiş.
Şu sıralar durum aynı Temelin fıkrasında olduğu gibi ironi yüklü. Kredi kartı uzamıyor belki ama vatandaşın borç listesi sakız gibi uzuyor. Sakız demişken hani şu tombik bakkal stratejilerini hatırladım. "Bozuk para yok sakız vereyim", deyip mahalleliyi kazıklayan bu stratejilerle katlar, yatlar alan, daha sonra stokladığı yağları vatandaşa satmayan, eskinin uzayan listesi veresiye defteriyle; insanların önünden geçerken terlediği zalim bakkal şimdilerde kahraman bakkal oldu. Zaman herşeyi unutturuyor. Peki süpermarketin daha zalim olmasımı acaba , zalim bakkalın kahraman ve tompik ilan edilmesinin nedeni?




Bende isterdim size şöyle en afillisinden bir dizüstü bilgisayar, bir büyüme öyküsü tanıtıp anlatmayı fakat ne yapayım gönlüm el vermedi. Memleket de yarım miliyon insan her an kredi borçlarına mütavadiyen bankaların evlerine göndereceği icra memurunun kabusuyla güne uyanıp, içinde intihar korkusuyla çocuklarının yüzüne bakıyor.



Neden böyle oldu? Ne güzel öğreniyoruz Garanti bankası bir numaralı bankaydı en güzel (CRM) müşteri ilişkileri yönetimi ondaydı. Nasıl olduda bu kadar düzgün işleyen sistemlere sahip Amerikan city group, ingiliz HSBC ve diğer *ÇUŞ lar böyle bir durumun önceden analizini yapamadılar yada yapmadılar?!


Nasıl olacak yolladılar eğitimsiz müşteriye aldığı ücretin 5 katından fazla limitle kredi kartlarını insanları mağdur ettiler. Hiç ben anlamam onu bunu, bir şirket müşterisini eğitmeli, onu tanımalı öyle gümbürtüden iş yapıpda vatandaşı silik, pasif, piskopat yapmaya kimsenin hakkı yok. O Garanti bankasıda alsın - kotler vari söyliycem- (CRM) sistemini yeniden gözden geçirsin. Bonus kart değilmiydi ilk furya, insanlar cinnet geçirip çoluğunu çocuğunu öldürdü herkesin gözü önünde.


Şimdi bir kaç rapor ve gazetelerde çıkan haberlere yer vermek istiyorum. Ankara ticaret odasının (ATO) bir araştırma raporu olayın gerçek yüzün ne kadar vahim olduğunu gözler önüne seriyor. Rapora göre 'Kredi kartı mağdurlarının evleri, işyerleri, arabaları haczediliyor, maaşlarına emekli ikramiyelerine el konuluyor. Kimileri hiç kimseye bildirmeden adres değiştiriyor, kimlik değiştiriyor, yaşadığı şehri terk ediyor, köye göçüyor veya bulduğu ilk fırsatta bir şekilde yurtdışına kaçıyor. Kimileri ise ailesi zarar görmesin diye eşinden anlaşmalı ayrılıp aynı evde oturmaya devam ediyor ya da ebeveynlerin evlerine taşınıyor. İzini kaybettirmek için sakin bir liman arayan aileler bir yandan parçalanıyor diğer yandan kredi kartı borcu katlandıkça katlanıyor.' Yine ulusal bir gazetede çıkan habere göre '1000 ytl kredi kartı borcu asgari ödemeyle 10 senede anca ödeniyormuş hem de 15000 ytl olarak.
Eğer bunun bir savunusu varsa lütfen insan haklarına uygun, etik ve sorumluluk duygusu içeren bir şey olsun. Karnını doyurmakda zorluk çeken, 600000 insanın gece yatağa aç gittiği bir ülke burası.
Kusura bakmayın...
*ÇUŞ: Çok uluslu şirketler.
Taşkın Ozan PEKER